ANEVRİZMALARA DİKKAT!
Doç. Dr. Ersan ÖZBUDAK
Anevrizma, atardamarın ya da kalbin çeperinin bir bölgesinin elastikiyetini yitirerek baloncuklaşmasına verilen addır. Yüksek kan basıncı sonucu, damar duvar yapısı zayıflamış olan arter ya da kalp duvarı dışarı doğru genişleme yapar ve dışarıdan bakılınca baloncuk şeklinde görülür. Bu baloncuklaşan doku basınçtan dolayı çok fazla gerilirse, anevrizma kesesi yırtılır ve hayatı tehdit eden kanamalar meydana gelir. Anevrizmaların sebepleri arasında ateroskleroz (damar sertleşmesi), sigara, hipertansiyon, KOAH(kronik obstruktif akciğer hastalıkları), çeşitli bağ dokusu hastalıkları, genetik faktörler, travmalar gibi birçok faktör sayılabilir.
Atardamarlarda anevrizma herhangi bir bölgede gelişebilir. En sık olarak görülen yer ise ana atardamarımız olan aortadır. Aortanın kalpten hemen çıktığı noktadan başlayıp beyine giden damarlar ayrılmadan biten anevrizmaları çıkan aort anevrizmaları ( asendan aort )olarak adlandırılır. Eğer anevrizma sadece beyin damarlarının çıktığı bölgede ise “arkus anevrizması”, göğüs boşluğu içerisinde ise“torasik” karın bölgesinde ise“abdominal” anevrizma adını alır. Anevrizmalar sıklıkla sessiz seyrederler. Tanı çoğunlukla başka bir sebeb ile yapılan bir araştırma esnasında konur. Bu hastalarda bazen ilk belirti anevrizmanın yırtılması da olabilir. Yırtılma riski özellikle çapla yakın ilişkilidir. Çapı 5cm ve üzerine ulaşan bir aort anevrizmasında yırtılma riski çok yüksektir. Bu sebeple çapı 5cm ve üzerinde olan aort anevrizmalarında beklenmeden operasyon düşünülmelidir.
Aort anevrizmaları bulundukları kısma görede bulgular verebilirler. Eğer çıkan aortta anevrizma varsa ses kısıklığı ve göğüs ağrısı gibi bulgular varken, karında oluşan abdominal aort anevrizmalarında diğer organlara bası bulgularına bağlı olarak böbrek, mide , barsaklarla ilgili şikayetler ve karın ağrısı gözlenebilir. Aort anevrizmalarında günümüzde açık cerrahi kadar kapalı yöntemler olan “endovasküler stent-greft işlemleride sıklıkla uygulanmaktadır. Endovaskuler işlemler aynı anjiolarda olduğu gibi kasık atardamarından girilerek, damar içine stent greft yerleştirme esasına dayanan işlemlerdir. Açık cerrahide ise anevrizma olan bölüm çıkarılarak yerine yapay damarlar dikilmektedir.
Aort anevrizmaları dışında kol ve bacak damarlarında ya da iç organlara bağlı damarlarda (periferik damar anevrizmaları) anevrizmalar gelişebilir. Periferik damar anevrizmaları oluştukları bölgede şişlik, ağrı ve bası bulguları oluşturabilirler. Bu anevrizmalar zamanında saptanıp tedavi edilmezlerse patlayarak damarın beslediği ilgili organda ya da uzuvlarda gangren ve kan kayıplarına sebep olarak ölüme sebebiyet verebilirler. Bacaklarda en sık görülen anevrizmalar diz kapağı seviyesinde seyreden popliteal arter anevrizmalarıdır. Bunu kasık bölgesindeki femoral arter anevrizmaları takip eder. Bu anevrizmaların önemi özellikle amputasyonla sonlanan ve hayati tehdit eden riskler oluşturmalarıdır. Bu anevrizmaların tedavisindede açık cerrahi ve stentler kullanılabilmektedir.
Anevrizma gelişmesini her zaman önleyemesekte gelişmesine olanak sağlayan sigara ve ateroskleroz gibi risk faktörlerinden uzak durabiliriz. Risk faktörleri olan kişilerin bu konuda daha dikkatli davranması ve yukarıda sayılan şikayetleri olan hastaların mutlaka kalp ve damar cerrahlarına muayene olmaları önemlidir. Saygılarımla , sağlıklı günler dilerim…
Henüz Yorum Yok
Sorry, the comment form is closed at this time.