Periferik arter hastalığı (Atardamar tıkanıklığı) nedir?
Doç. Dr. Ersan ÖZBUDAK
Periferik arter hastalığı (Atardamar tıkanıklığı) nedir?
Periferik arter hastalığı, kalpten çıkan aort damarına ait yan ve uç dalların hastalığı olarak bilinirsede özellikle bacaklara giden ve bacaklardaki atardamar tıkanıklıklarını ifade eder.
Kimlerde görülür?
Aslında bu sorunun cevabı çok açık. Tabiki genetik faktörler yani kişinin ailesel yatkınlığı önemli ancak özellikle şeker hastalığı olan, sigara içen, aşırı alkol tüketen, yağlı ve düzensiz beslenen kişilerde sıklıkla görülür. Burada şunuda belirtmek lazım, atardamar tıkanıklıkları yaş ilerledikçe dahada artar. Öyleki 70 yaş üzerinde bu oran oldukça yüksektir. Özellikle 70 yaş ve üstü hastaların düzenli olarak kalp ve damar cerrahisi doktorlarına muayenesi şarttır.
Ne yapmalı?
Sağlıklı yaşama kurallarına uymak gerekiyor. Öncelikle ailede damar tıkanıklığı bulunan, şeker hastalığı olan kişiler diğer risk faktörlerinden uzak durmalıdırlar. Mutlaka sigaradan uzak durmak gerekiyor. “Ben zaten çok az içiyorum, içime çekmiyorum ya da zaten bırakacağım” gibi sözlerle kendimizi kandırmamalıyız. Bir tane sigara bile damarlarımızdaki süreci başlatmak için yeterli olabilir. Ayrıca mutlaka spor yapmalıyız. Düzenli spor aktiviteleri yapan kişilerde atardamar tıkanıklıklarının daha az olduğu bilinmektedir. Beslenmemizde ise; meyve, sebze ağırlıklı olan beslenme atardamar hastalıklarından korunmada yine çok önemlidir.
Atardamar hastası olduğumuzu nasıl anlarız?
Bacaklarımızda eğer atardamar hastalığı başlamışsa tıkanıklık ilerledikçe yürüme mesafemizi azaltan ağrılar başlar. Bu ağrının karekteri yol yürümekle başlayan ve özellikle baldır bölgesinde kramp girmesi şeklinde olan, kişinin yürümesini durduracak kadar şiddetli bir ağrıdır. Kişi dinlendiğinde ağrı yaklaşık 5 dakika içinde azalarak sonlanır. Ağrı başlangıçta uzun mesafelerde olsada zamanla 100 metrenin altına düşer. Bu durum artık hasta için son uyarıdır, eğer doktora gitmekte gecikirse amputasyon kaçınılmaz olacaktır.
Tanısı nasıl koyuluyor?
Atardamar hastalıklarında tanıyı doğru koymak önemlidir. Birçok hastalık( bel fıtığı, siyatik, anevrizmalar, toplardamar yetmezlik ve tıkanıklıkları, tümörler, bacaklara pıhtı atması vs.) atardamar hastalığıyla karışabilir. Burada iyi bir damar muayenesi ve öykü yüksek oranda atardamar hastalığının tanısını koydurur. Bu hastalarda öncelikle dopler ultrason gibi basit tanı yöntemleri ile başlamak önemlidir. Takibinde tıkanıklığın yerini tam saptamak için bilgisayarlı tomografi anjiografisi, manyetik rezonans anjiografisi veya klasik anjiografi ile tedavi şekillendirilir.
Tedavide neler yapıyorsunuz?
Günümüzde atardamar hastalıkları için tedavi seçeneklerimiz oldukça artmış durumda. Ancak burada en önemli şey tedavinin geciktirilmemesi ve hastanın önlenebilir risk faktörlerinden (sigara, alkol, yağlı gıda tüketimi vs.) uzak durmasıdır. Tedavide, cerrahi için henüz endikasyon yoksa ilaç tedavileri ile hastayı takip ediyoruz. Cerrahi tedavide açık cerrahi kadar stent, balon ve damar açıcı cihazlardan faydalanabiliyoruz. Geçmişte açık cerrahi şansı olmayan hastalar ilaçlarla tedavi edilmeye çalışırdı ancak bu durum çoğunlukla amputasyonla sonlanırdı. Günümüzde ise bu hastalara anjio laboratuvarlarında damar açıcı müdahalelerde bulunarak, bu hastaların bacaklarını kesilmekten kurtarabiliyoruz. Bu işlemleri çoğunlukla lokal anestezi altında yaptığımız için ek hastalıkları fazla olan bu hastaları anestezinin sıkıntılarından uzak tutmuş oluyoruz.
Son söz olarak hastalarımız şunu bilmeli; öncelikle atardamar hastalıklarından korunmak önemli, ancak yukarıda bahsedilen risk faktörleri olan kişiler şikayetleri olmasada mutlaka kalp-damar muayenesi yaptırmalıdırlar. En önemliside risk faktörlerinden uzak durmalıdırlar…
Sağlıklı günler dileğiyle…..
Henüz Yorum Yok
Sorry, the comment form is closed at this time.